Toplam Okunma 0
İki bölümden oluşan afişin üst tarafında arka fonda masmavi bir gökyüzü, bitişik nizam sıralanmış çatısız taş yapılar, yere diz çökmüş yağmur duası eden köylüler, sağdan kafasını uzatmış bir tavus kuşu var. Bu bölümün sol üst tarafında Hate’nin göğüsten yukarısı görünen gülümsediği bir görüntüsü yer alıyor. Altın kaplama dişlerini göstererek kocaman gülümsemiş. Başına iliştirdiği eşarbı çenesinin altından düğümlü, ortadan ayırdığı kınalı saçları önden görünüyor. Esmer, çekik gözlü, kalın kaşlı, 50’lerinde.

Ülkemiz Şubat ayında Asrın Felaketi olarak adlandırılan bir olaya tanık oldu biliyorsunuz. Henüz üzerinden iki ay bile geçmemişti ki gündem 14 Mayıs seçimlerine kilitlendi. Ben de akışa uyup bu ay seçim konulu bir filmi değerlendirmek istedim. Ancak direkt seçim konulu betimlemeli bir film bulamadım. Bununla birlikte siyaset temelli iki film vardı. Bunlardan Ömür Gedik ifadesiyle "derdi olan bir komedi" filmini, Hükümet Kadın'ı seçtim. Zira içinde hem siyaset vardı hem ötekileştirilen kadınlar hem de fazlası…

 

2013 tarihli komedi filminin yapımcısı, BKM film ve Necati Akpınar olarak gösteriliyor. Senarist ve yönetmenliğinde ise Sermiyan Midyat adını görüyoruz. Görüntü yönetmeni, Hayk Kirakosyan; kurgu, Mustafa Preşeva ve Çağrı Türkkan. Müzik, Cem yıldız. Oyuncular ve rolleri ise şöyle: Demet Akbağ (Xate), Sermiyan Midyat (Faruk), Mahir İpek (İkram), Gülhan Tekin (Fehime), Burcu Gönder (Gule), Ercan Kesal (Aziz Veysel)... İmDB'de 6,5 ortalamadaki film, Sinemalar.com sitesinde 6,8 puan almış. Beyaz Perde sitesinin üçlü puanlama yapısında, Beyaz Perde: 2,0; Üyeler: 3,6; Basın ortalamasında ise 2,7 puan olarak değerlendirilmiş.

 

Konusu hakkında: Film, eserin sahibi Sermiyan Midyat'ın babaannesi, Türkiye'nin ilk kadın belediye başkanlarından Zekiye Midyat'ın gerçek hikayesinden esinlenilerek çekilmiş.

 

Xate, yöredeki kadınlardan herhangi biridir. Sekiz çocuğu vardır. Okuma yazma bilmez. Politikadan da anlamaz. Kocası Aziz Veysel, belediye başkanıdır ve bir gün trafik kazasında ölür. Ölümü üstüne makamı çocukları ve Faruk arasında “Kim namzet olacak?” tartışmasına neden olur. Encümen kararı ile Xate, ilçenin yeni belediye başkanıdır artık. Kocasının en büyük amacı olan ilçeye su getirme işini üstüne alır ve ne pahasına olursa olsun "o su ilçeye gelecektir." Karşılaştığı problemleri kadınca yöntemleri ile çözümleyen Xate, kısa sürede hükümet gibi kadın olduğunu kanıtlar. Su ile yetinmez, elektrik bile gelir mi dersiniz?

 

Hürriyet'ten Ömür Gedik, filme dair şunları söylemiş: “Midyat belediye başkanı olan Xate elinin hamuruyla ve cahilliğiyle ne yapacak?” demeyin. Onun da yaşanmışlıkları, kadın duyarlılığı ve zekâsı var. Erkeklerin yapamadığı ya da kadın tarafını ezmek için yanaşmadığı pek çok işi başarıyor, karşısına çıkan zorluklara rağmen. Bu ilginç hikâye, senaryodaki ince dönüşler ve espriler seyirciye kahkaha attıracak pek çok unsura sahip. Ama Hükümet Kadın sadece kahkaha değil dinler, Türk-Kürt sorunu, askeri darbe gibi pek çok konularla ilgili de söylemler, saptamalar vadediyor. Derdi olan bir komedi diyebiliriz Hükümet Kadın için.

 

Beyaz Perde eleştirisinde Banu Bozdemir, filmi pek beğenmemiş anlaşılan. Birçok konuyu aynı senaryoda ele almanın dağınıklığa neden olduğunu düşünüyor. BKM Film'in her bir yapımının tek yönetmenden çıkmış imajına sahip olduğunu iddia ediyor ve diyor ki "Hükümet Kadın derdini daha sakin anlatsaydı ve BKM yapımı olduğunu bu kadar haykırmasaydı daha ilgi çekici bir film olabilirdi."

 

Bana göre de televizyondakiler dahil belki dört ya da beş kere seyrettim bu filmi. Her seferinde de hem kahkahalarla güldüm hem de gözlerimden yaşlar süzüldü. Okuduğum her eleştiride olduğu gibi bence de Demet Akbağ tek başına filmi sırtlamış ve götürüyor adeta. Onun oyunculuğu artı bir değer katıyor elbette filme.

 

Betimleme eleştirilerine gelince: Öncelikle vurgulamak istediğim ki bunu GETEM yetkililerine özelden iletemedim, filmin GETEM tanıtımı birbirine girmiş gibi. Alıştığımız düzenli sıralama bazı yerlerde yok. Filmin konu kısmı biraz karışık gibi. Betimleme metin yazarı bölümü de buraya karışmış. Ayrıca altyazı, işaret dili gibi detaylar ve afiş betimlemesi GETEM tanıtım sayfasında bulunmuyor.

 

Yukarıda belirttiğim eksikleri GETEM'de fark edince Sesli Betimleme Derneği'nin sitesine baktım. Üye girişi yapmayınca film detaylarını göremiyormuşuz artık, bunu fark ettim. GETEM olunca işin asıl sahipleri gölgede mi kalıyor ne? Neyse üye girişi yaptıktan sonra filmin sağır ve işitme engelliler erişiminin de olduğunu görebildim. Ancak derneğin sitesinde de bana göre şöyle bir eksiklik var. Önceden mesela "Altyazı, var; sesli betimleme, yok" gibi detaylar vardı. Şimdi film adının yazdığı başlığın hemen altında yine bu ayrıntılar mevcut ama ekran okuyucunun “grafik” diye seslendirdiği seçeneklerle birlikte. Yani şöyle: “Altyazı” diyor örneğin. Yanı sıra “grafik” diye okuyor ekran okuyucu. Başka bir şey söylemiyor. Var mı yok mu belli değil. Bu erişilebilirlik eksikliğinden mi böyle, bilemedim. Ne yalan diyeyim, kabullenmek istemedim bu sonuncu ihtimali.

 

Betimleme emekçilerine nihayet geçebiliriz. Ekim 2014’te GETEM sistemine eklenen filmin betimleme Metin yazarı Aynur Çelebi. Seslendiren ise Emine Kolivar. Ayrıntılı altyazı çevirmeni Çağrı Doğan. İşaret dili çevirmeni ise Berrak Fırat. Ne diyoruz? Biz olmadan bizim için asla. Bu kapsamda son kontrollerde Ela Korgan ve Zerrin Yılmaz Çınar adlarını görüyoruz. Ancak bu dernek sitesindeki veri. Oysa filmin mp3 dosyasındaki tanıtımda son kontrolcü Fulya Akbaba olarak okunuyor. Bir ilginç durum da filmin içindeki tanıtımda ses montajda rahmetli Vukar Abdurrahimov'u söylüyor Emine. Ancak site listesinde bu bölümde hiçbir isim verilmemiş. Aklıma bazı filmlerde olduğu gibi “Acaba bu filmin de iki ayrı sesli betimlemesi mi var?” sorusu geliyor. Ancak GETEM'de bir tanesi görünüyor. Veyahut ben diğerini bulamadım. Son olarak her zaman olduğu gibi teknik yapımda Dağ Prodüksiyon ve Yeni Gökdelen Tercüme var.

 

Bana göre filmin sesli betimlemesi oldukça başarılı denilebilir. Durum, mekân, zaman ve kişi betimlemeleri olabildiğince iyi ve yerinde. Filmin akışı gereği betimlemeler bazen replik üstüne gelmiş ama başka türlüsü olamaz cinsinden.

 

Filmin başında jenerik akarken birbiri ardına geçen Midyat manzaraları tek tek söylenmiş hızlıca. Bu çok yerinde ve güzel olmuş.

 

Bazı yerlerde replikler Kürtçe. Sanırım buralarda altyazı geçiyor. Dolayısıyla betimlemeli gösteride bu altyazılar da okunmuş. Ancak beni bu tarz filmlerde karmaşaya sürükleyen betimlemenin de altyazının da aynı kişi tarafından okunması. Bu filmde de var. Gerçi söz konusu filmde bu çeviriler üç beş yerde geçiyor yalnızca. Bunun için farklı bir sesle seslendirilmeye ve montajıyla ayrıca uğraşmaya gerek var mı bilemedim. Çok incelikli bir iş olurdu bu.

 

Hükümet Kadın'ı ilk izlediğimde altyazının seslendirildiği ilk cümlede bir "Hııı!" oldum. “O ses Emine'nin sesi değil mi? Ne işi var filmin içinde?” dedim. Sonradan ikinci altyazıda neler olup bittiğini tam anladım. Güldüm kendi kendime filmden ayrı bu cehaletime.

 

Adnan'ın Xate'ye babasının ölüm haberini verdiği sahnede, betimlemede "Memik kapının ağzında dikilmiş babaannesine bakmakta" ifadesini duyuyoruz. Benim de kulaklarım dikildi bir anda. Sesli Betimleme Derneği metinlerinde pek duymadığımız bir haber kipi kullanımı bu. Yanlış mı? Tabii ki hayır. Bence güzel bile.

 

Betimlemede film dışında beni güldüren başka bir ifade de "Küfürlü el hareketi yaptı" cümlesi. Nah çekmenin kibar ifadesi. Eee ne de olsa ben Aynur ve Emine Hanımlar gibi incelikli değilim ki.

 

Boğaların kaçtığı sahnede hiçbir betimleme yapılmamış. Oysa biri Demet Akbağ'ı tosluyor ki sahne sonunda hastanede görüyoruz onunla oğlunu, Xate’nin ayağı kırılmış ve alçıya alınmakta iken. Gerçi sahne o kadar hareketli ki betimleme nereye girerdi bilmem. Yine de Xate’nin sakatlanması önemli olduğundan bu söylenmeliydi bence.

 

“Seçim arifesinde kitabın ortasını söyledi” denir ya öyle bir söz filmin içinden, Mardin yolu üzerinde araç içinde giderlerken Aziz Veysel ile Papaz Hanna konuşmasından. Olduğu gibi en doğal haliyle kelime kelime aldım sizin için:

 

“Dünya senden olmayanlarla hoştur. Onların sana verdiği ilimlerle, kıymetlerle, gönüllerle hoştur. Sadece senin gibiler değil, senden olmayan da çok yaşasın ki sen de yaşa. Hele bir de onun gözüyle gör şu fani dünyayı. Herkes beyaz olsa, o zaman beyazı fark edemezsin ki. Değil mi? Veyahut da siyah. Beyaz, en güzel siyahta belli eder kendini.

 

Beni ben yapan yegâne şey, benden olmayandır. O yoksa sen de yoksun. Ne anlamın kalır ne rengin belli olur ne de tadın.”

 

Beyaz Perde eleştirisi, Banu Bozdemir yazısı bağlantısı:

Hürriyet Gazetesi Ömür Gedik yazısı bağlantısı:

 


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.