On beş yaşındayım, adım Tufan. Her günkü gibi okul servisini bekliyordum. Okul servisi geldiğinde, o kulak çınlatan kornasını çalmaya başladı. Yerimden kıpırdayamıyordum o korna sesi yüzünden, sadece yere eğilip kulaklarımı kapatabiliyordum. Hostes aşağı indi ve kolumdan sertçe tuttu. Bana bağırarak “Her sabah seni beklemek zorunda değiliz Tufan. Tufan yüzüme bak. Kime diyorum baksana yüzüme.” diyordu. Bakamıyordum yüzüne, istesem de olmuyordu. Kolumdan sertçe tuttu ve beni servisin içine götürdü. Servisin içinde tüm akranlarım bana bakıp gülüyorlardı.