Toplam Okunma 0

Dünyada 15 Ekim günü, Beyaz Baston ve Erişilebilirlik günü olarak kutlanmaktadır. Beyaz baston, görme engelli kişilerin bağımsızlığının ilk adımı hatta bağımsızlık sembolü olan bayrağıdır diyebiliriz. O bayrağı eline alabilen bir görmeyen, istediği yere gidebilir, sürmek istediği hayat yolunun izini o baston sayesinde sürebilir dersek abartmış olmayız.  İşte bizim için bu kadar büyük öneme haiz olan beyaz bastonu biz bir güne sığdıramadık. Bu yüzden de dört günlük bir festival programı hazırladık. Aslında ekim ayında gerçekleştirmeyi planladığımız ve bu yıl ikincisi olan festivalimizi, Ekim ayında yaşanan terör faaliyetinden dolayı bu yıl 11-14 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirdik.

Festivalimiz 11 Kasım akşamı Taksim Tünel’den bastonlarımızın ritimleri ile uyumlu söylediğimiz kaldırım aktivist şarkıları, erişilebilir oy ve sınavlar için söylediğimiz şarkılar eşliğinde Galatasaray’a kadar yaptığımız yürüyüş ile başladı. Yürüyüşümüz boyunca, bir elimizde susmayan ritimli bastonlarımız; bir elimizde üzerlerinde eşit, erişilebilir, engelsiz hayat yazılı uçan balonlarımız vardı. Dilimizde içeriği, eşit, erişilebilir hayat temalı şarkılarımızla çevreden katılan vatandaşların alkış tutan tempoları ve elimizden balonlarımızı almaya çalışan çocukların eşliğinde Galatasaray’a kadar yürüdük. Durma noktasına geldiğimizde, Erişilebilirlik andını söyledikten sonra, hep birlikte balonlarımızı gökyüzüne salıverdik.

İkinci gün, Taksim’deki yürüyüşümüzü Boğaziçi Üniversitesi’nin Kuzey Kampüsü’nden Güney Kampüsü’ne kadar giderek tekrarladık. İkinci gün programını böylece başlatmış olduk. Sonrasında Sesli Betimleme Derneği’nin katılımı ile sesli betimleme üzerine nefis bir panel dinledik. Panel sonrasında ise, ilklere imza atan Boğaziçi Üniversitesinin bize müthiş bir sürprizi oldu. Türkiye’de ilk kez bir sinema salonu, engellenmişliği ortadan kaldıracak şekilde düzenlendi. Ne mutlu bize ki, bu sinema salonunun açılışı bizim festivalimiz programına dâhil edilmiş.  Bu sinema salonunda, koltuklar kabartma yazı ile etiketlenmiş, tekerlekli sandalye ile gelen kişilerin salona rahat giriş çıkışı de düzenlenmiş. En önemlisi de, görmeyen bir izleyici salona geldiği zaman kimlik karşılığında alacağı telsiz kulaklık ile betimlemesi yapılmış olan bir filmi salonda herkes ile beraber izleme imkânı buluyor. Üniversite şimdilik ayda bir sinema filmini sesli betimlemeli olarak gösterime sunacak. Bu çalışmanın Türkiye’deki tüm sinemalara örnek olmasını diliyorum. Umarım bu bir başlangıç olur ve devamı gelir.

Üçüncü gün, üniversitenin Kuzey Kampüsü’nde 11-16 saatleri arasında stantlarımız açıktı. Aynı günün akşamında ise, Beyaz Baston Forumu’muz Sayın Dr. Engin Yılmaz ve üniversite öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Hande Sart Hocamızın koordinatörlüğünde yapıldı. Bu forumda otuzu aşkın katılımcının bağımsızlıkla ve beyaz baston ile tanışma hikâyeleri ve hayatlarına katmış olduğu şeyler üzerine paylaşımlar yapıldı.

Festivalimizin dördüncü günü yine 11 ve 16 saatleri arasında oldukça renkli geçen stantlarımız vardı. Dört günün yorgunluğunu Muammer Ketencioğlu’nun harika müzik ziyafeti ile sonlandırdık. İki gün boyunca açtığımız stantlarımızda neler mi vardı? Bizler geçen yıl bu festivali yapmaya karar verdiğimizde, “acaba stantlarımızı nasıl zenginleştirebiliriz” diye düşünürken, hiç aklımıza gelmeyen kurumlardan katılımlar sağlandı ki biz bile hayrete düştük.  

MTA bu yıl da Ankara’dan gelerek programımıza katkı sağladı. Biz görmeyenler bir ayı kafası, fil dişi ve ayak izi gibi genellikle cam arkasında sergilenen ürünlere dokunma imkânı bulduk ve aslında müze gezmenin ne kadarda zevkli bir şey olabileceğini hissettik. Buradan MTA yetkililerine tekrar teşekkür ederken bu çalışmanın diğer kurumlara da örnek olmasını diliyoruz. Aynı şekilde Tarihe Dokun standı da çok ilgi ve beğeni gören stantlarımızdan biriydi.

Kabartma yazı standımızda ismini yazmak ve isminin yazılışını görmek isteyen ziyaretçilerimizin yoğunluğu, stantta görevli arkadaşlarımızın tatlı yorgunluklarından belliydi. Sesli Betimleme Derneği’nin standı, görme engellilerin günlük hayatta kullandıkları destek teknoloji ve araç gereçlerin sergilendiği stant da ilgi ile ziyaret edilen stantların arasında yer aldı.

Yemek standımız Çiğdem ve Adem arkadaşlarımızın yapmış olduğu nefis yiyecekler sayesinde önündeki kalabalığı hiç eksik etmedi. Müzik standımız da birbirinden yetenekli görme engelli sanatçı arkadaşlarımızın gerek sesleri gerekse müzik aletlerinin muhteşem performansları ile festivalimize ayrı bir güzellik kattı. Buradan Eyüp ve Özgür arkadaşlarımıza sonsuz teşekkür ederiz. Hele ki eşit erişilebilir ve engelsiz hayat talebi şarkılarımızı Özgür’ün ritimleri ile söylediğimiz o anın tadını hiçbir şey ile tarif edemem. İnsanın istediğini, inandığını yine kendisi gibi isteyip inananlarla bağıra çağıra ama bir uyum içinde söylemesinden daha güzel ne olabilir?

Stantlarımız arasında bu yıl geçen yıldan farklı olarak, istihdam standı yer aldı. Bu stantta ise bir tecrübe aktarımı bir hasbihâl ortamı oluşturduk. Biz görmeyenler bir şekilde işe girdik diyelim, işe giriyoruz girmesinde de ya girdikten sonra neler yaşıyoruz? Bunları nasıl aşıyoruz gibi konularda ziyaretçilerimizle paylaşımlarda bulunduk.

Kurmuş olduğumuz oy standı ile ise YSK’ya bir görme engelli tek başına nasıl oy kullanabilirmiş onu gösterdik.

Eş Pedal Derneği’nin standı sayesinde bisiklete binmeyi özleyen görme engelliler olarak bisiklete binme fırsatını tekrar yakalama mutluluğuna eriştik.

Festivalimizde bu yıl geçen yıldan farklı olarak İstanbul kaldırımlarına benzeyen bir parkur oluşturduk ve gönüllü görmeyen katılımcılarımızla bu yolu beyaz bastonunu kullanarak en hızlı sürede ama en az engele çarparak bitiren yarışmalar yaptık.

Biz festivalimizin her anını aynı heyecanla uzun uzun anlatabiliriz ama bu yazıyı bir yerde bitirmemiz gerekiyor. Festivalimizin renkli video görüntülerine Engelsiz Erişim Derneğinin Facebook sayfasından erişebilirsiniz.

Festivalimizin güzel ve rahat bir ortamda uygulanmasını sağlayan Boğaziçi Üniversitesi’ne vermiş olduğu her türlü destek için,  Lions Kulübüne desteklerinden dolayı ve en önemlisi Ankara’dan, İzmir’den ve Denizli başta olmak koşuluyla Türkiye’nin dört bir yanından gelip bizi yalnız bırakmayan ziyaretçilerimize sonsuz teşekkürler eder ve başka bir organizasyonumuzda tekrar birlikte olmayı ümit ederiz.


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.