Adem Vural
Erişilebilirlik ve ben, elime internete bağlı bir bilgisayar geçirdikten sonra ayrılmaz ikili gibi olduk. Beni yıllarca peşinden sürükledi. Kimi zaman sanal âlemde ardından koştum, kimi zamansa onun için mavi ufuklara yelken açtım. Kimi zaman eh dedirtti bana, kimi zaman ise eeeh! Nerede olursan ol erişilebilirlik, seni bulacak ve buradan yazacağım. Tâ ki önümüze konan engeller kalkana ve engelsiz, eşit, erişilebilir hayat bayram olana kadar.
Burak Sarı
Söylenmesi gereken sözler vardır hayatta. Eşit, engelsiz ve erişilebilir bir hayatın herkesin hakkı olduğunu haykıran sözler. Fazlaca kurulan bomboş cümleler arasında yalnızlık zırhını delecek sözler. Bu düşünce kafamın içinde dönüp dururken, aynı ateşle kavrulan birilerinin olduğunu öğrendim. Ortada ateş varsa, birileri de ona körükle koşmalıydı. İşte o heyecanla, projede yerimi aldım. Ateşimiz, her geçen gün başkalarının yüreklerini tutuşturmaya başladı. Her sayımızda, yeni yeni Prometheus’lar, kucaklarındaki, engel tanımayan odları bıraktılar ateşin üzerine. Kocaman bir sevgi yalımı olduk sonunda. Dergimiz, kısa sürede kendi alanında bir ekol oldu. İnanıyorum ki her yeni yılında, güzelliklerle gelişecek, kök salacak. İyi ki doğdun EEEH. Eşit, Erişilebilir ve Engelsiz yıllara.
Canan Çam Yücel
Bundan bir yıl önceydi. “Nasıl yapsak da düşündüklerimizi kalıcı hale getirebilsek, yazılı bir kaynak oluşturabilsek.” diye konuşuyorduk. Sonra bir dergi çıkarma fikri netleşti zihnimizde. Ve dergimiz şimdi 1 yaşında. EEEH dergi; bildiklerimizi çevremizdekilere aktarmanın, paylaşılanlardan bir şeyler öğrenmenin, düşüncelerimizi, isteklerimizi, şikâyetlerimizi özgürce paylaşmanın adresi oldu bizler için. Eşit, erişilebilir ve engelsiz bir hayat dilekleriyle çıkarmaya başladığımız dergimiz her geçen gün büyümeye devam ediyor. İyi ki doğdun EEEH! Nice mutlu senelere.
Deniz Aydemir Döke
Şubat 2014 benim için hem güzel hem de kötü anıların yıldönümü. Bildiğiniz gibi tam bir sene önce dergimizin ilk sayısını çıkarttık, ben hemen hemen aynı dönemde doktoraya kabul aldığımı öğrendim ve hayat kalitemi halen etkileyen bir trafik kazası geçirdim. Son bir yıl benim için zor bir yıl oldu ama dergimiz hep benim iyi hissetmemi sağladı. Dergimizin gören görmeyen kişilere ulaştığını bilmek, okunma oranlarını takip etmek, her ay için sizlerle paylaşacak bir konu bulmak, yazar arkadaşlarımın yazılarını okumak, dergimizin farklı platformlarda gündeme gelmesi, sizlerden gelen umut verici yorumlar, bu dergiyi anlamlı kılan ve hayatımın en zorlu döneminde bana güç ve motivasyon olan şeyler. EEEH dememiz gerektikçe hep birlikte EEEH demeye devam edeceğiz.
Elif Emir Öksüz
Engellilikle ilgili İngilizce çıkarılan bazı dergileri okurken fena halde kıskanmaya başlamıştım. Bizim de söyleyecek çok şeyimiz vardı ve ben söyleyecek çok sözü olan çok fazla güzel insan tanıyordum. Konuyu açar açmaz fark ettim ki, bu bir tek benim hayalim değilmiş. Biz sadece birbirimizin hayallerinden habersizmişiz. Sonra her şey kendiliğinden gelişti. Ortak hayalleri olan bir avuç harika insan bir araya geldi ve başladı bir kuyuya taş atmaya. Derken taşın sesini duyan geldi, duyan geldi. Hala da geliyorlar. Velhasıl, bir yılı bitiriyoruz bu sayımızla. Herkes öyle bir aşkla, öyle bir tutkuyla çalışıyor ki bu dergide, dergi çıkana kadar yaşanan süreç bile inanılmaz zevkli. Derginin sizlere ulaşması, bize gönderdiğiniz beğeni notları, konuk yazarlık istekleri, okunma sayılarımız, dergimizin yavaş yavaş başka platformlarda fark edilmesi ve kalemimizin gücüyle kıvılcımlandırdığımız değişiklikler de bizim için mutluluğun doruk noktası. Bizim en büyük motivasyonumuz, okuyucularımız. Okuyan birileri olduğu sürece, inanıyorum ki bu dergi daha uzun yıllar yaşayacak. Her şeyiyle bize ait olan, “engelliler yapamaz” denen pek çok şeyi yaptığımızı bas bas bağıran, okuyana umut ve mücadele azmi, yazana üretmenin ve paylaşmanın mutluluğunu tattıran bu güzel dergi iyi ki doğdu.
Engin Albayrak
Tam da olmam gereken yerdeyim; yaşama “eeeh” diyenlerin dergisinde. 20 yaşında, bir ameliyat sonucu kör olan bir arkadaşım anlatmıştı: kör olduktan sonra atmak istediği her adımda, “Aman dur! Önünde sehpa var.” “Dur! Yanında tepsi var.”diye diye onu engelliyorlarmış. Bir gün yine onu durdurmaya kalktıklarında, “eeeh” demiş ve önüne koydukları engelin üzerine doğru bir tekme sallamış. O günden sonra onu durdurmak yerine önündeki engelleri kaldırmayı yeğlemişler.
Bu örnek aslında hiç birimize yabancı değil. Bazılarımız “eeeh” diyerek engelleri yok etmeye çalışıyoruz, bazılarımız ise durup bekliyoruz. Ben uzun zamandır durup beklemektense, arkadaşımın yaptığı gibi engellerin üzerine yürümeye çalışıyorum.
EEEH Dergi; benim gibi düşünenlerin, bu konuda düşler kurup, bu düşlerini gerçeğin yaklaşan gölgeleri olarak kabul edenlerin oluşturdukları bir dergi. Başka nerede olabilirdim ki?EEEH yazarlarının çoğunun üyesi olduğu ve dergiyi güçlü bir biçimde destekleyen Engelsiz Erişim Derneği’nin, tüm etkinliklerinde yinelediği bir erişilebilirlik sözü var. İsterseniz, bu sözü yineleyerek ikinci yılımıza merhaba diyelim. Nice yıllara…
Engin Yılmaz
Sitemize girdiğinizde dergimizin logosuna hiç dikkat ettiniz mi? “Dünyayı baston ve elleriyle döndüren insanlar”. Aslında yalnızca bu bile özetliyor yapmak istediklerimizi. Dünyada istediğin hayatı sürdürmek için, illa göze, kulağa, bacağa, herkes gibi düşünmeye ihtiyacımız yok. EEEH Dergi tam da bunu hayat felsefesi haline getirmiş insanların bir araya gelmesiyle doğdu ve hızla büyüdü. Dergimizi özel kılan o kadar çok şey var ki, nasıl sayayım bilmiyorum. Her şeyden önce toplumun ve sözde uzmanların dayattığı empozelere, sen yapamazsınlara eeeh diyen kişiler haykırıyor burada. Bir tek teşbihle değil, gerçekten seslerini yazılarına katık ediyorlar bu platformda. Engellenemeyeceğimiz, ayrımcılığa başkaldırımız, erişilebilirliğin ayrıcalık değil bir temel hak olduğu ilmek ilmek örülüyor bazen süslü, bazen oldukça yalın, bazen nükteyle yazılan her sözcük, ardı ardına gelen her satırda. Burası, birilerinden hibe ve bütçe koparmak için değil, samimiyetle içlerindekini dünyayla paylaşmak isteyenlerin buluşma noktası. Burası, hayattaki engellenmişlikleri aşılabilecek yeni bir meydan okuma gibi gören bir avuç çılgın aktivistin akıl ürünlerinin fırlatma rampası. Burası, adındaki tüm harfleri özümseyerek yaşamaya çalışanların dimağlarının oluşturduğu bir dokuma tezgâhı. Evet, çocuğumuz bir yaşında. Nice yıllara EEEH. Yaşama eeeh diyenlerin daha da bollaşacağı nice yıllara.
Eylem Yurtsever
EEH Dergi, erişilebilir bir hayatla ilgili neler olduğu, ne olması gerektiği ve ne isteyebileceğim hakkında fikir sahibi olmamı sağladı. Bu konuda beyin kaslarım gelişti; çünkü düşünmem, her ay farklı bir şeyler düşünmem gerekiyordu. Bu dergi için düşünmek, düşünsem de pek dile getiremediğim şeyleri bulup yazmak çok eğlenceli bir süreç İyi ki doğdun EEEH.
Gamze Sofuoğlu
EEEH Dergi'den haberdar olduğum anı hatırlıyorum. Engin Ağabey'le bir işimizi halletmiş okul taraflarına dönüyorduk. O aralar meşgul olduğu şeylerden bahsederken "EEEH" de dedi. EEEH? Hiçbir şey anlamamıştım. Ben “EEEH ne Engin Ağabey?” diye sorunca, o da başladı dergiyi heyecanla anlatmaya. Neden böyle bir dergi işine giriştiklerini, hangi konular üzerine yazılar yazıldığını, dergide kimlerin olduğunu ayrıntılı bir şekilde anlattı. Normal şartlarda, bir işe dâhil olacaksam, bir süre üzerinde düşündükten sonra karar veririm o işe dâhil olup olmayacağıma. Ama EEEH Dergi'de yazar olma kararımda hiç de öyle olmadı. Engin Ağabey anlattı, ki sadece ilk sayısı yayımlanmıştı EEEH'in ve ben tek bir yazısını bile okumamıştım, ben de "Ben de yazar olmak istiyorum!" diye atladım hemen. Şimdi düşününce bu ani kararıma hem çok şaşırıyorum hem de iyi ki hiç vakit kaybetmeden bu anlamlı harekete ve bu güzel aileye katılmışım diyorum.
Bu dergi benim için bazen bildiklerimi paylaşma, bazen yolunda gitmeyen şeyler için bağırıp çağırma, bazen de güzel şeyleri güzel anlatmak için çabalama yeri. Bu dergi benim için aynı zamanda yepyeni şeyler öğrendiğim, daha önceden hiç dikkat etmediğim şeyleri fark ettiğim, önemsemem gereken bazı şeyleri önemsemeye başladığım bir yer. Bu dergi benim için Eşit, Erişilebilir ve Engelsiz bir hayat uğruna çabalayan insanların varlığını hissettiğim ve o insanlardan biri olmak için az da olsa çabaladığımı hissettiren bir yer.
Eşit, Erişilebilir ve Engelsiz nice senelere EEEH, iyi ki doğdun!
Gülcan Altun
Hiçbir kazanç beklentisi olmayan bir avuç kör, söylenmesi gerekenleri söylemek üzere yola çıktı. Hadi bunlar çıktı da ben neyime güvendim de yanlarında bitiverdim bilmem, öyle ya da böyle bir yılı devirdik ve 11. yazımla karşınızdayım bu ayda da. Kendimi son bir yıldır bir masalın içinde gibi hissediyorum. Hem de başkahramanlarından biri olarak. EEEH Dergi ile birlikte engellilikle ilgili hayatımın hiçbir döneminde olmadığı kadar işe yarar duyumsuyorum kendimi. Her ne kadar bağımsız hareketimin olmaması nedeniyle yaşam deneyimlerim diğer yazar arkadaşlarım kadar çok olmasa da bir yerlerinden yakalayabildiğimce yansıtmaya çalışıyorum benim penceremden görünüşünü bir şeylerin.
Kelimelerle ifade edemeyeceğim bir heyecan var okuduklarınız size ulaşana değin bizim içimizde. Yazıların yazılıp toparlanması, birkaç kere süzgeçten geçirilmesi, damıttıklarımızı sesimizle renklendirmemiz ve son olarak da sanal âleme geçirilmesiyle birlikte sonsuzlukta ölmemek üzere yerini bulması. Abartıyor muyum? Sanmıyorum! Öyle yazılar var ki bu dergide yayımlanan, inanıyorum her okunduğunda okuyucusuna yeni mesajlar veren ve yıllar sonra okunduğunda ilk defa okunuyormuşçasına farkındalık oluşturacak olan.11. yılda da bilmem kaç bininci yazımla karşınızda olabilmek ümidiyle inşallah.
Eşit, Erişilebilir ve Engelsiz bir hayatta nice nice yıllara…
Mihri İlke Çeperli
Şu anki duygularımı kelimelerle ifade etmek oldukça zor benim için. İlk sayı koşuşturmalarımız, dergiye logo hazırladığımız günler dün gibi aklımda. Tam bir yıl önce diktiğimiz fidanın büyümesini izlemek gurur verici. EEEH Dergi ekibi olarak bir yıl boyunca müthiş bir takım ruhu ve özveriyle çalıştık. Birimizin yokluğunu diğerleri tolere etti. Birimizin başarısı hepimizin sevinç kaynağı oldu. Bir yıl içinde aramıza çok değerli insanlar katıldı ve bu ekibin birer parçası oldular. Ben de Homo İbretus olarak bu ekibin bir parçası olmaktan mutluyum. Eşit, engelsiz, erişilebilir bir geleceğe kapı aralayan daha nice sayıları birlikte hazırlayıp sunmak dileğiyle..."
Mürşide Vural
Kendimi tanıdıktan sonra olanı biteni anlamaya başladım. Dünyayı tanımaya tanıdıkça sorgulamaya, ne oluyor ne bitiyor ne bu farklılık neden bazı şeyler benim için çok zor, ben neden ekstra zaman ve emek harcıyorum sıradan ve başkalarının çok basitçe yaptığı işler için. Ben bunları sorgularken, o dönemin en görsel teknolojisi olan bilgisayarı ekran okuyucu programlar sayesinde görmeyenlerinde kullanabileceğini keşfettim ve başladım kullanmaya. İşte bu yenilik hayatımda bir çığır açtı. Artık eşit olmanın mümkünlüğünü ve onun muazzam tadını almıştım bir kere. O güne kadar zaten hiç sevmediğim “olmaz” sözünden iyice nefret etmeye başlamıştım. Neyse ki ben böyle düşünürken ve ne yapmalı derken karşıma benim gibi düşünen benim yapmak istediklerimi yapmak isteyen birileri çıktı. Başladık sonra beğenmediğimiz uygulamaları değiştirmek için çalışmalara. İşte bu çalışmalar sonucunda Engelsiz Erişim Derneği ortaya çıktı. Dernek bünyesinde çalışmak güzeldi. Çeşitli projeler, kampanyalar, yürüyüşler vb. Ama yaşadıklarımızı, hislerimizi, felsefemizi kalıcı hale getirmek, gelecek nesillere aktarmak ve gerçekleştirmek istediğimiz değişiklikleri toplumun kafasına kazımak istiyorduk. Nasılsa, söz uçar yazı kalır diye düşündük.
Böylece hem derneğimiz vesilesiyle hem de başka ortamlardan tanıdığımız aktivistlerle bir araya gelerek bir dergi çıkarmaya karar verdik. Dergiye isim bulmaya çalışırken eee artık bulamıyoruz derken bir arkadaşımız eeeh dedi açılımını hemen yaptık zaten bizim derdimiz eşit erişilebilir engelsiz bir hayat değil miydi? Böylece isim ortaya çıktı.
Normalde yazı yazmak benim için çok sancılı bir süreçtir. Her yazı yazma dönemi geldiğinde sınava girecek öğrenci gibi başlarım heyecanla kıvranmaya. Ama ne yazsam diye düşünürken şöyle bir duygularımı yokladıktan sonra yazımı ortaya çıkarınca dünyada benden mağruru yoktur. Kendimi çok güçlü, çok başarılı ve en önemlisi çok mutlu hissediyorum ve hiçbir zaman yalnız olmayacağım duygusuna kapılıyorum.
Pınar Yavuz
EEEH heyecanla takip ettiğim bir dergiyken bir anda kendimi içinde bulduğum daha da heyecanlı bir şeye dönüşüverdi yaşamımda. Yazılanlar sayesinde hem kişisel hem de mesleki hayatımdaki bazı konuları tekrar ve farklı bir bakış açısıyla ele alma imkânı buluyorum. Dergi aracılığıyla haberdar olduğum pek çok yeni şey oluyor ve öğrendiklerimi ailemle, arkadaşlarımla ve öğrencilerimle paylaşmak da ayrı bir keyif ve sorumluluk benim için. Derginin kendi içimde beni en mutlu eden tarafı ise çok özlediğim ekip çalışmasının hayatıma tekrar girmesi. Öyle bir ekip ki; çok heyecanlı, akıllı, söyleyecek sözü olan, hayatı hem ciddiye hem de ti’ye alabilen ve kısa süre önce yola çıktığı bu işte şimdiden somut değişimler yaratmaya başlamış insanlardan oluşan. Hayalim; tüm engel gruplarından bireylerin ve ailelerinin, arkadaşlarının, öğretmenlerinin kısacası hayatın içinde yan yana durduğumuz tüm insanların da bu platformda sesini duyurması ve şu an hayal edemediğimiz değişimlerin kıvılcımını yakmaları. İyi ki doğdun EEEH ve ben bir kez daha hoşbuldum.
Zeynep Şule Yılmaz
15 yaşındayım. Birisi geldi “bizler de, yani körler, bilgisayar kullanabiliriz” dedi bana. Şaşırdım önce. Sonra Jaws’ın sesini duyunca oturup ağladım. Evet ağladım. Çünkü hiçbir şey anlamamıştım. Zamanla bilgisayar kullanmaya, her işimi bilgisayarda yapmaya başladım. Yani beni özgürleştiren birşeyle tanıştım. Kendini aktivist olarak anan, hakların verilmediği ancak alındığını bilen ben EEEH dergiye 3. sayıda Nisan ayında katıldım. İçinde geçen her kelime için bu zamana kadar mücadele vermeye çalıştığım bu dergide yazma şansına sahip olduğum için kendimi çok ama çok şanslı hissediyorum. Tıpkı yeni doğan bir bebeğin her ayında nasıl gelişip büyüdüğünü görmek gibi, dergimizin birinci yaşına geldiğini, her geçen gün büyüdüğünü ve belli bir okur kitlesine ulaştığını görmek paha biçilemez. Bizleri okuyan, sesimizi duyurabildiğimiz çok sevgili okur kitlesi! Biz sizlerle varız ve okundukça burada olacağız. Yaşama eeeh diyen herkes, bu hayatı daha erişilebilir, daha eşit ve daha engelsiz yapmaya devam ediyoruz değil mi? İyi ki doğdun EEEH Dergi ve senin büyüdüğünü ve yayıldığını görmek benim en büyük gururlarımdan bir tanesi!