Son Birkaç İpucu Daha!
Sevgili anneciğim ve babacığım. Bu ay artık size birkaç küçük ipucu vererek son sözlerimi söyleyip bu yazı dizisini tamamlayacağım. Tabii şunu da söylemem gerekiyor. Ne bundan önceki yazılarda söylediklerim ne de bu yazıda söyleyeceklerim, tüm yaşamı anlatmam için yeterli. Ancak ben sadece kalemim yettiğince ve dilim döndüğünce özellikle 0-6 yaş arasındaki genel gelişim özelliklerimden bahsetmeye çalıştım. Bu yazıda ise genel olarak anaokulu, ilkokul ve tüm yaşamım ile ilgili bir şeyler söyleyerek sözlerimi toparlamak istiyorum. Umarım bu yazı dizisi hedefine ulaşır ve görme engelli bir bebeğe ya da çocuğa sahip ebeveynlere bir nebze de olsa yol gösterebilirim. Şimdiden iyi okumalar.
Bir önceki yazıda anaokulu eğitiminin tüm çocuklar için ne kadar önemli ve gerekli olduğundan biraz bahsetmiştim sizlere. Görme engelli bir birey olarak benim için de anaokulu eğitimi olmazsa olmazlardan birisi. Çünkü ne kadar erken bir gruba dahil olur, akranlarımla bir arada bulunabilirsem, hayatın içinde o kadar erken yer alabilir ve var olabilirim. Anaokulu ortamında bulunmak; akranlarımla buluşmamı, arkadaşlık kurmamı, paylaşmayı öğrenmemi, sıra bekleme ve söz alma gibi sosyal becerileri kazanmamı sağlamakla birlikte, akademik becerilerde de akranlarımla aynı anda gelişmeme katkı sağlayacaktır. Tüm bunların yanı sıra ve bana göre en önemlisi de görme engelli bir birey olarak özgüvenimi arttıracak ve bağımsızlaşmamı sağlayacaktır. Bu yazı dizisinde belki de en çok vurguladığım kavramlardan birisi “bağımsızlık”. Çünkü bağımsızlaşamayan bir birey, her ne kadar sosyal ya da akademik becerilerini kazansa da tam olarak benliğini ve kimliğini kazanamayacaktır. Tüm bu nedenlerle, erken yaştan itibaren akranlarımla aynı eğitim ortamında, etkili ve kaliteli eğitim alabilmek, tüm yaşamım boyunca kazanacağım deneyimlerimi doğrudan etkileyecektir. Çünkü okul öncesi dönem, tüm bireylerin öğrenmeye en açık olduğu ve en hızlı gelişim gösterdiği dönemdir. Bu kritik dönemin atlanmaması, uygun becerilerin kazanılması, gerekli gelişimin sağlanması benim açımdan çok önemli. Anaokuluna devam ettiğim süreçte okul içinde ve dışında yapılan tüm etkinliklere maksimum düzeyde, potansiyelim yettiğince tam ve etkin katılımımın sağlanması gerekiyor. Görmediğim ya da az gördüğüm için bazı etkinliklerin dışında bırakılmak istenebilirim zaman zaman. Bu noktada yapmanız gereken, okuldaki öğretmenler, yöneticiler ve diğer okul personeli ile iş birliği içinde çalışarak gerekli düzenlemelerin yapılmasını talep ve teşvik etmek ve yapabildiğim ölçüde tüm etkinliklere katılmamı sağlamaktır. Tabii tüm bunlar için beni ve gelişim özelliklerimi okuldakilere en doğru şekilde anlatmanız gerekir. Çünkü ancak bu şekilde etkili bir eğitim alabilirim. Şunu söylemeyi unutmayayım. Görme engelli bir birey olarak eğitime dair haklarımın neler olduğunu da bilmeniz çok önemli. Çünkü hakların neler olduğu bilinmediğinde, hakkı savunmak da söz konusu olamıyor. Hangi haklara sahip olunduğunu bilmek aynı zamanda ebeveyn olarak sizleri de güçlü kılacak ve cesaretlendirecektir. Sizin gücünüz ve cesaretiniz, beni de güçlendirecek ve haklarımın bilincinde bir birey olarak yetişmemi sağlayacaktır.
İlkokul dönemine geldiğimde sizleri farklı bir telaş saracak. “Ne yapacağız, çocuğumuzu hangi okula göndereceğiz; görme engelliler okuluna mı gitse yoksa evimizin yakınındaki bir ilkokula mı kayıt ettirsek?” gibi sorular kafanızın içinde dolaşmaya başlayacak daha okullar açılmadan birkaç ay önce. Çok haklısınız, zor bir karar. Görme engelliler okuluna gitsem, orada hep görmeyen ya da az gören bireyler olduğu için daha iyi eğitim alabileceğimi düşüneceksiniz. Ya da evimizin yakınındaki bir ilkokula gittiğimde, herhangi bir engeli bulunmayan akranlarımla daha iyi sosyalleşeceğimi, evime yakın olduğum için yollarda zaman kaybetmeyeceğimi ve bana daha fazla zaman ayırabileceğinizi düşüneceksiniz. Ve buna benzer birçok şey geçecek aklınızdan. Kararınız ne olursa olsun, doğru ya da yanlış diyemem. Çünkü kararlarımız, içinde bulunduğumuz koşullardan etkilenir. Ancak benim için en uygun ve en etkili kararı vereceğinizden eminim. Sadece şunu söylemeliyim ki, akranlarımla aynı anda, aynı eğitim ortamında eğitime katılabilirsem, bunun yanı sıra Braille alfabesi, matematik işlemlerinde kullanılan abaküs, bağımsız hareket ve baston kullanımı konularında uygun destekleyici eğitimleri alabilirsem, bu uzun vadede benim için daha faydalı olacaktır. Çünkü ilkokul ve ortaokulda görme engelliler okullarında eğitim alsam bile liseden itibaren yine akranlarımla aynı eğitim ortamını paylaşacağım. Aynı zamanda tüm yaşamın içinde herkesle birlikte var oluyoruz; sokağa çıktığımızda, markete, sinemaya, tiyatroya, konsere, alışveriş merkezine, oyun parkına gittiğimizde bir aradayız. O nedenle, hayatın her alanında olduğu gibi eğitim hayatında da uygun koşullar sağlanarak mümkün olan en erken yaştan itibaren akranlarımla aynı eğitim ortamında bulunmamın daha uygun olacağını düşünüyorum. Tabii tüm bunlar için uygun eğitim ortamının, uygun materyallerin, gerekli destekleyici eğitimlerin bana sunulması çok önemli. Aynı zamanda ebeveyn olarak sizin okuldaki öğretmen, yönetici, personel ve akranlarımın ebeveynleri ile yapacağınız iş birliği de çok önemli.
Kısacası, hayatımdaki yeriniz o kadar büyük ve anlamlı ki eğitimim boyunca yoğun desteğinize ihtiyacım olacak. Ama şunu asla unutmayın; özellikle “kritik dönem” olarak nitelendirilen okul öncesi dönem ile ilkokul döneminde eğitimime yapacağınız her yatırım, sizin gelecekteki birikiminiz olacak. Yıllar geçtikçe hem sosyal hem de akademik becerilerimin daha da geliştiğine şahit olacaksınız. Ancak tam da bu noktada özellikle vurgulamak istediğim bir nokta var. Beni asla akranlarımla kıyaslamayın, karşılaştırmalardan kaçının. Çünkü her birey biriciktir; her birey birbirinden farklı gelişim özellikleri gösterir, farklı beceri, yetenek ve karakter özelliklerine sahiptir. Dolayısıyla, beni ne gören akranlarımla ne de görme engelli akranlarımla karşılaştırın. Sadece şunu bilmeniz yeterli; hepimiz aynı gelişim evrelerinden geçeriz ancak bunun zamanı ve hızı değişiklik gösterebilir. Dolayısıyla, bir akranımın bugün yapabildiği bir şeyi, ben beş ay sonra yapabilir konuma gelebilirim. Bana karşı toleranslı olmanız, zaman tanımanız, fırsat yaratmanız, karar alma süreçlerine katılmamı teşvik etmeniz, tercih ve seçim yapma fırsatı vermeniz, sorumluluk almam konusunda desteklemeniz benim için o kadar önemli ve değerli ki. Yıllar geçtikçe ve bu süreçleri yaşadıkça ne demek istediğimi daha da iyi anlayacağınıza eminim. Tüm bu davranışları kazandığımda, hayatın içinde kendime yer bulabilir ve var olabilirim. Ayrıca tüm bunlar bir birey olarak benim kimlik gelişimim için çok anlamlı adımlar.
Gördüğünüz gibi söyleyecek çok sözüm var. Ancak artık toparlamam gerekiyor sanırım. Tüm yaşamı, bir yazı dizisine sığdırmak o kadar da kolay değil. Ben sadece görme engelli bir birey olarak dünyaya geldiğim andan itibaren gelişimimden, öğrenme biçimimden, kullanmaya ihtiyaç duyacağım materyallerden satır aralarında bahsetmeye çalıştım. Aynı zamanda ebeveyn olarak nasıl destek olabileceğinizi dilim döndüğünce anlatmaya özen gösterdim. Sizin de beni yetiştirmek ve geliştirmek için çok fazla emek ve zaman harcayacağınızdan hiç şüphem yok. Biz birlikte güçlü bir aileyiz ve hep öyle olacağımıza eminim. Zaman zaman dikenli ve zor yollardan geçecek olsak da birlikte tüm güçlüklerin üstesinden gelebileceğimizi biliyorum. Yeter ki siz de bana inanın ve güvenin. Beni bağımsız bir birey olarak yetiştirin ve öyle hayata hazırlayın. Bana varlığınızı ve desteğinizi her zaman hissettirin ancak benim adıma hiçbir şeyi siz yapmayın. Kısacası, benim “ben” olmama izin verin. Çünkü sizin varlığınızda ve sizin yanınızda sağlam bir zemine basabilirsem, kendi başıma kaldığım ortamlarda da sağlam adımlar atabilirim. Bana ayırdığınız tüm zamanlar için, verdiğiniz tüm emekler için ve en önemlisi de benim annem-babam olduğunuz için sonsuz teşekkürler.