Toplam Okunma 0

Asıl Yazar: Maria R. Palacios

Çeviri Destek: Faruk Demir

Orijinal bağlantı:

https://cripstory.wordpress.com/2017/04/01/naming-ableism/

 

Hiç sakat gibi davranmıyorsun deyip bunu iltifat olarak almamı bekliyorsun ya,

İşte sağlamcılık o demek.

Sırf sakat olduğum için beni otomatikman cesur ve güçlü sanıyorsun ya,

İşte sağlamcılık o demek.

Hani körlüğüm senin karanlığın oluyor,

Hani  yara izlerimi  diline dolayıp gerçeğimi anlıyormuş gibi yapıyorsun ya,

İşte sağlamcılık o demek.

Beni iyileştirmeye, düzeltmeye  çalışıyorsun ya,

Bir gün  cennette yürüyeceğime,  göreceğime, duyacağıma, veya olamadığım her şeyi olacağıma dair

Sözler veriyorsun hani,

İşte sağlamcılık o demek.

Cennetin sağlam bedenlilerin yeri olduğuna,

Ve eksik bedenlerin burada tam olacağına inanılır ya,

İşte sağlamcılık o demek.

 

tam kelimesini sağlam bedenlere tapulayıp ben farklılıklarıma rağmen güzelim diyorsun ya,

Hani anlayamıyorsun Farklılıklarınla birlikte güzel olduğunu,

Sağlamcılık işte o demek…

Meyvelerimizi tatmayı reddedip bizi daldan sarkar halde olmaya ve çürümeye terk ediyorsun ya, Sağlamcılık işte o demek.

Korkularının meyvesidir sağlamcılık.

Seksi dediğinde beni kastedemiyorsun ya hiç,

Sağlamcılık işte o demek.

Özgür olma mücadelemi dikizleyip kendi bağımsızlığınla ilgili kibirleniyorsun ya hani,

İşte sağlamcılık o demek.

Aslında ne kadar özgür olduğunu sanman sağlamcılık.

Beni bekar, bakire, kendi bedenimden nefret ediyor sanıyorsun ya hani,

Öyle ya aksi nasıl olabilir ki dar kafana göre,

İşte sağlamcılık o demek.

Senin rahatının kaçması bir kat merdivenden daha büyük bir engel oluyor ya bazen,

İşte sağlamcılık o demek.

Hani ana babalar çocuklarını kenara çekip bakma sakın diye öğütler,

Böylece de aslında sakatlığın kaka sözcük olduğunu  aşılayıverirler ya,

İşte sağlamcılık o demek.

Beni çalışırken veya yemek pişirirken izlerken çok ilham aldığını söylüyorsun ya hani,

Sağlamcılık işte o demek.

Hani yaralarıma üzülmeden bakamazsın,

veya ne kadar üzgün olduğunu söylemek zorunda hissedersin ya kendini,

veya benim gibi bir ucube karşısında kendi sağlam bedenin yüzünden neredeyse suçlu hissedip

Bana bir özür borcun olduğunu düşünürsün ya,

Neredeyse diyorum, çünkü öyle olmasaydı

Dilinin altında yılan gibi kıvrılan “Allah’a şükür iyi ki ben değilim” baklasıyla

Beni çabucak aklından çıkaramazdın ya hani,

İşte sağlamcılık o demek.

Planlarına erişilebilir mekanlar, erişilebilir alanları dahil etmeyip

Beni listeden silmeyi daha da kolaylaştırırsın ya,

İşte sağlamcılık o demek.

Sanki sakat insanlar yokmuş gibi numara yapabiliyorsun ya,

İşte sağlamcılık o demek.

Sınıf resimlerinde veya okul piyeslerinde sırf sahnede rampa olmadığı için

Okul arkadaşlarına katılamamak var ya hani,

İşte sağlamcılık o demek.

Sakat yaşamlarımız sakat olmayan aktörlerce oynanıyor ya hani,

İşte sağlamcılık o demek.

Hani rolümüzü oynayan sakat olmayan aktörler mücadelemizi anladıklarını düşünür ya,

İşte sağlamcılık o demek.

Başka seçeneğim olmadığı için erişilebilir olmayan kaldırımlarda yuvarlanmak zorunda kalıyorum ya, İşte sağlamcılık o demek.

Benim başka seçeneğim yokken senin olması gerçeğidir sağlamcılık.

Sakat ebeveynlere anne baba olamayacakları söylenir ya,

İşte sağlamcılık o demek.

Bebeğinin benimle güvende olmadığını hissedersin ya hani,

Ya da başımı bir çocuk gibi okşayıp sevimlice seslenirsin bana,

İşte sağlamcılık o demek.

Rehber köpeğim sırf uçaktaki sakat olmayan yolcular şikâyet etti diye uçaktan atılıyor ya bazen,

İşte sağlamcılık o demek.

Senden yardım istediğimde benim yerime seçim yapma hakkını kendinde hissediyorsun ya,

İşte sağlamcılık o demek.,

Benim söylediğimle ilgili hiçbir fikrin olmadığını kabul etmek yerine

Anlıyormuş gibi başını sallıyorsun ya hani,

İşte sağlamcılık o demek.

Doğruyu söylemekten korkuyor olma gerçeğidir sağlamcılık.

Sakat çocukları baloya götürüp

Bir daha onlarla hiç konuşmayan insanlardan kahramanlar yaratılır ya hani,

Çünkü bir iyilik ömür boyu değilse de en az on yıl götürür onları,

Sağlamcılık işte o demek.

Ömür boyu izolasyondur sağlamcılık,

Ömür boyu tecrit.

Evvel zaman içinde ebilen bir sakat varmış,

Ve ebilen her sakat için  sağlam bedenli biri  varmış,

Vardır, olmalı, ama yok temalı bir ömür dolusu anlatılmamış hikayelerdir sağlamcılık.

Ezilen kişi sen olmadığın müddetçe,

Eksik olarak görülen beden seninki olmadığı sürece

Meseleyi sorunun olarak görmemen ve gerisini boş vermen gerçeğidir sağlamcılık.

Gözden ırak, gönülden ırak.

Defolu olanı, seni yavaşlatanı, seni utandıranı arkanda bırakmaktır sağlamcılık.

Sırf aynı odada oturuyoruz ve aynı havayı soluyoruz diye

Seni utandırdığımız gerçeğidir sağlamcılık.,

Benim sıra beklemek zorunda kalmamam adil değil diyorsun ya hani,

İşte o demek sağlamcılık.

Sırf haklarımı talep ediyorum diye haddimi aştığımı düşünüyorsun ya hani,

İşte o demek sağlamcılık.

 

Kendi zavallı Sağlam bedenli ayakların yorulurken

Bana sabahtan akşama kadar oturduğum için ne kadar da şanslı olduğumu söylersin ya bazen,

İşte o demek sağlamcılık.

Söylemeyip derinlerde ben olmadığın için şükrediyorsun ya hani,

İşte o demek sağlamcılık.

Medyanın bizi bir acıma veya kahramanlık nesnesi diye resmetmesidir sağlamcılık.

İlham pornosudur sağlamcılık.

Sakat insanlar porno yapmamalı,

Çünkü bizim bedenlerimiz çıplak olarak kimsenin görmek isteyeceği şeyler değil diye düşünüyorsan,

İşte o demek sağlamcılık.

Gizli odanın anahtar deliğinden göz gezdirdiğin çıplak bağnazlığındır sağlamcılık.

Bizi evlerimize kapatmak istiyor

Ve fiziksel özürlü, farklı yetenekli gibi yansıtmayan yeni etiketlerle yaftalamaya inanıyorsun ya hani,

İşte o demek sağlamcılık.

Otobüsleri erişilebilir yapıp duraklara giden caddelere el sürmemektir sağlamcılık.

Otobüs duraklarının bir Forrest Gump hikayesi misali

Sürekli anlatılmayı bekleyen hale gelmesidir sağlamcılık.

Yazılmamış tarihimizin sayfalarında otobüslerin arkalarında bile  yerimiz olmaması

Ve günümüze dek Rosa Parks’ın sakat versiyonunu her Allah’ın günü nasıl yaşadığımızdır sağlamcılık.

Eğer tanrı beni iyileştirmiyorsa

Bunun yegane nedeninin yeterince iman etmediğimi söylemendir sağlamcılık.,

İnancın beni tanrıdan bir ceza olarak görüyor ya,

Veya karabasan gibi farklılıklarımı dualarınla savuşturmaya çalışıyorsun ya hani,

İşte o demek sağlamcılık.

Cehaletinin karabasanlarıdır sağlamcılık.

Erişilebilir park yeri sağlayıp kapıya ulaşmamızı çok görmektir sağlamcılık.

Emlak sektörü bir taraftan erişilebilir olmayan binalar yapıp

Bir taraftan da erişimimizi engelleyen bir merdiveni ortadan kaldırdıklarında

Sanki göz zevkini bozuyor,  bir suç işliyor,  bir kural ihlali  yapıyorlarmış gibi davranıyor ya hani,

İşte o demek sağlamcılık.

Haklarımızı sinsice ihlal edip bizi halının altına süpürmektir sağlamcılık.

Sağlamcı şakalar yapıp benden komik olduklarını düşünmemi bekliyorsun ya,

İşte o demek sağlamcılık.

Senin komikliklerinin benim acılarım haline gelmesidir sağlamcılık.

Zenginin gerçek mülklerle monopoli oynayıp

Hiçbirini makul fiyatlı veya erişilebilir yapmaya tenezzül etmemesidir sağlamcılık.

Makul fiyat ve erişilebilir kelimeleri yan yana gelmek için fazla iyi duruyor ya,

İşte o demek sağlamcılık.

Nitelikli sakat başvurusu yok demektir sağlamcılık.

Aslında demek istiyorsun ki, sakat gibi görünmeyen başarılı sakat bulmak zor.

Bizi yok saymak için sebepler yaratma, bizi kafes ardında tutma nedenleri bulabilme kabiliyetin, Mücadelemizi tarih sayfalarının dışında bırakmandır sağlamcılık.

Sanki hiç var olmamışız gibi.

Sen benim tek sakat arkadaşımsın diyorsun ya,

İşte o demek sağlamcılık.

Neden görünmez hissettiğimizi hala anlamıyorum diyorsun ya,

İşte o demek sağlamcılık.

Görmediğin için sakat olmadığımı düşünüyorsun ya,

İşte o demek sağlamcılık.

Her zaman Pollyanna gibi cesur olmamı beklemektir sağlamcılık.

Her kötü hissettiğimde bunun tek sebebinin sakatlığım olacağını  düşünüyorsan

Ve fazla alıngan olduğuma inanıyorsan,

İşte o demek sağlamcılık.

Farklılıklarımın ağırlığı senin  taşıyabilmen için çok ağır olduğundan,

Senin sağlamcı inançlarını da sırtlamamı beklemektir sağlamcılık.

Bana zorla dayattığın suçluluk duygusunu taşımaya  mecbur kalmaktır sağlamcılık.,

Otizmin aptallığa eşit olduğunu düşündüğünde 

Ve aptallığı benim gibileri anlatmanın bir başka yolu olarak gördüğünde,

İşte o demek sağlamcılık.

İşiten çocuğumu işaret dili çevirmenin gibi kullanıyorsun ya, işte o demek sağlamcılık.

İşiten çocuğumu kendim için işaret dili çevirmeni gibi kullanmak zorunda bırakılıyorum ya,

İşte o demek sağlamcılık.

Sakatlığımın benim hatam olmadığını söylüyor ama öyleymiş gibi davranıyorsun ya,

İşte o demek sağlamcılık.

Her zaman birini suçlamak zorunda kalmaktır sağlamcılık.

Benimle iletişim kurmaktan korktuğun için ne sipariş edeceğimi arkadaşlarıma sormandır sağlamcılık. Denemeye bile tenezzül etmemen gerçeğidir sağlamcılık.

Sakat çocuğunuz partiye davet edilmeyen tek çocuk olur ya hani,

İşte o demek sağlamcılık.

Bir siyasi partinin sakatlığa ve mücadelemize  alay konusu muamelesi yapmasıdır sağlamcılık.

Polisler sakatlığımı tehdit gibi gördüklerinde,

İşte o demek sağlamcılık.,

Yalnızca Sakat olarak dışarıda olmak tehlikeliyse,

İşte o demek sağlamcılık.

İhtiyaçlarımı özel diye tanımlayıp ihmal etmektir sağlamcılık.

Düzeltilmem gerektiğine inanmaktır sağlamcılık.

Hakikatte bozuk olanı düzeltmeyi reddetmendir sağlamcılık.

Hayatımızı trajik bir hikaye gibi çizmektir sağlamcılık.

Hikayemizin sakat olmayan merceklerce yakalanıp

Sakat olmayan sesler tarafından anlatılmasıdır sağlamcılık.

Sanki erişim temel bir hak değilmiş gibi

Rampa ve park yeri için minnettar olmam gerektiğini hissediyorsan,

İşte o demek sağlamcılık.

Temel haklarımın bir yük gibi görülmesidir sağlamcılık.

Sırf sana yardıma ihtiyacım varmış gibi geldiği için

Bana sormadan zorla yardım etmeye çalışıyorsun ya,

İşte o demek sağlamcılık.

Senden yardım istememin

Benim yerime karar verme hakkını da sana verdiğini düşünmendir sağlamcılık.

Benimle romantik bir ilişki yaşadığını arkadaşlarından sakladığında  işte o demek sağlamcılık.,

Benimle merak için seks yapmandır sağlamcılık.

Senim merakın benim alanımı işgal ettiğinde,

Bana zarar verip yaralı bıraktığında,

İşte o demek sağlamcılık.

Hayatta kalmam için bunlar elzem olabilir ama

Bir maddi yardım, kredi veya sigorta pirim hakkı kazandığım için bir anda arkadaşım kesiliyorsan eğer,

İşte o demek sağlamcılık.

Derinlerde hiç umurunda olmadığı halde,

Sırf ücretini aldığın için bakım verip umursuyormuş gibi yaptığında,

İşte o demek sağlamcılık.

Sakatların olmadığı bir dünya dilediğini bana söyleyip seninle aynı fikirde olmamı bekliyorsun ya,

İşte o demek sağlamcılık.

Sakat kalacağıma öleyim diyorsun ya hani,

İşte o demek sağlamcılık.

Keşke elimden gelse de  ölseniz,

Veya keşke yaşamanıza yardım etmek zorunda kalmasam diye düşünüyorsun ya bazen,

İşte o demek sağlamcılık.

Sakatlar ölseler daha iyi durumda olurlardı diye inanmaktır sağlamcılık.

Başını başka yana çevirip Sağlam bedeninin sana ayrıcalıklar tanıdığını kabul etmiyorsun

Ve senin ayrıcalığının benim ezilişimin bir parçası olduğunu görmezden geliyorsun ya hani,

İşte Sağlamcılık o demek.


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.