Toplam Okunma 0
Siyah dik dikdörtgen bir zemin üzerinde, siyah beyaz gözleri kapalı kadın yüzü yer alıyor. Bu yüzün bir tarafı aydınlık tonda, diğer kısmı siyah tonda. Bu resim bakışa göre, hem tek bir kadın resmi hem de biri düz biri yan duran iki kadın resmi olarak görülebiliyor.

Geçenlerde komşularla apartmanın önünde oturuyorduk. Birkaç bina ötede oturan bir komşumuzun zihinsel yeti farklılığı bulunan yaklaşık 14 yaşlarında bir kızı var. Adına bu yazıda "Ege" diyelim. Ege'nin ondan yedi-sekiz yaş küçük bir kardeşi daha var. Otururken aramızda Ege de vardı. Bir süre sonra kardeşi gelince Ege kalktı ve onun yanına gitti. Ona bir şeyler söyledi. Ege'nin yeti farkından dolayı konuşması net ve anlaşılır değil çok zaman. Kardeşi, sokaktaki gürültünün de etkisiyle ablasının ne dediğini anlamadı. Annesine dönüp "Bu ne diyor? Ben anlamıyorum" dedi. Ege ısrarla söylediklerini tekrarlayınca: "Anne, Ege ne diyor?" diye sordu ufaklık. Kızdım, kızgınlığımdan karşımdakinin bir çocuk olduğunu da unuttum mu ne? "Bu değil, ablam ne diyor, anlamadım?" demen gerek dedim. Hatta insanların aralarındaki yaş farkını gözetip “abla” ya da “ağabey” demelerine çok takılmam ama burada takıldım. Toplumun yeti farkı olanları aşağı görme güdüsünün bir yansımasıydı sonuçta ortadaki.

Her ne kadar anneleri küçük kızın aslında zannettiğim gibi olmadığını, her yerde ve her zaman ablasını koruyup kayırdığını söylese de gördüğüm manzara öyle değildi.

Çocuklar babalarının peşinden evlerine yollandı. Üst komşumuz biraz da şaşkınlıkla "Bunda ne var ki?" diye sordu. Dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım ona. Söz konusu durumun herhangi bir insanın başına hemen hemen hiç gelmezken biz farklıların sürekli yaşadığı bir deneyim olduğunu anlattım. Örneklendirdim bir de: "Parkın yanından yürüsen sen ve bir adres arıyor olsan, halinden de adres aradığın belli olsa, parktaki hiç kimse "Tutun şunu. Nereye gidecek?" diye sormaz" dedim. "Oysa elimde bastonumla gelen ben olsam, bunu söyleyecek bir sürü insan olur" diye ekledim. Böyle anlatınca anladı ve "Haklısın" dedi.

Sonra konu nasıl oldu anlamadım ve gelişti, genişledi. Genelde yeti farklıların, özelde körlerin yaşadığı ilginç deneyimlere geldi. Tabii annemin de yönlendirmesiyle. Sonra özellikle biz kör kadınların yardım sanrısıyla araçlara kucaklanarak bindirildiğimizi anlattım. İnanamayacaksınız ama kendilerine yabancı bir adam el ile temasta bulunsa kıyameti koparacak olan bu kadınlar, tahmin ettiğiniz gibi: "E yardım ediyorlardır" dediler. İyi de diyebildim şaşkınlıkla, yardımın da bir edebi usturubu var. Mesela Ege'nin annesi anladığım kadarıyla hayat görüşü, yaşam deneyimleri, duydukları ve biri zihinsel yeti farklı iki kız annesi olmanın kendince baskısıyla buluttan nem kapan; en küçük bir durumda tabiri caizse kıyameti koparan biri. Küçük kızı ile komşunun aynı yaştaki kızının girdiği salıncak mücadelesinde tüm mahalleyi birbirine katacak bir kadın yani. "Peki" dedim, "Ege ile bir yere giderken küçük kız için büfeden bir şey aldığın sırada arkanı dönsen ve Ege'yi tanımadığın bir adamın kucağında görsen ne yaparsın?" Kendisi ve kendi kızı söz konusu olduğunda "Ortalığı birbirine katarım" diyen bu kişi, konu bir kör olunca "Yardım ediyordur" diyebiliyor. Anlamıyorum, anlayamıyorum.

Öyle ki bu kadın son anda servis ablasının hastalığı nedeniyle araçta olmadığını öğrenince, servisi yoldan çevirtip Ege'yi araçtan indirtip okula göndermeyen biri, şoföre güvenmediği için. Oysa şoför belki de bir senedir, belki daha da uzun bir süredir bu işi yapan biri. Ancak biz toplumda herkese güvenmeliyiz. Bizler zaten aciziz, kimin bizden ne beklentisi olabilir ki? Amaç, sadece yardım etmek. Altı üstü kör bir kadın karşıdaki. Kimin ondan ne gibi bir çıkarı olabilir ki? Kim ona kötü gözle bakar ki?

En yakınımızdaki insanlar, hatta akrabalarımız bu kafadalar. Onu geçin, içimizden bazıları bile toplumun bu kısmına hak veriyorlar.

Ne yapacağız? Nasıl anlatacağız bilmiyorum ama muhakkak başaracağız. Umutsuz da olsam, başarmak zorundayız! Bildiğim de, düşündüğüm de budur. Ne dediniz? Kafiyeyi yakaladığınızı duydum. Başaramazsan kudur.

Hıırrrr!


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.