Toplam Okunma 0

Yine dergi yayım zamanı geldi ve yine ne yazabilirim sancısı çekerken yumurta bilmem nereye dayandı. O muydu bu muydu derken içimi çok acıtan bir şey geldi bir kez daha aklıma. Elimdeki sinir sıkışması nedeniyle artık çok yapamasam da... Uzunca bir süre önce size verdiğim bebek yeleği örneğini anımsadım. O dönem dergideki arkadaşlar örgüye dair hiçbir şey bilmediklerini, temel olarak nasıl yapıldığını anlatmamı istemişlerdi. Hatta o yazıyı seslendiren yazar arkadaşımız Pınar, okudum ama ne okudum, hangi terim ne anlama geliyor bilmeden okudum dilerim yanlış ifade etmemişimdir diyerek gülmüştü bayağı bir. Şimdi ben de erteleyerek bu zamana kadar yazmadığım öneriyi kaleme dökmeye karar verdim. Dilerim anlaşılır şekilde anlatmayı başarabilirim. Zira bilmek başka, bildiklerini öğretici şekilde aktarabilmek başka. Mesela benim annem berbattır bu konuda. Kendi çok iyi bilir ama bana hiçbir ayrıntıyı o öğretmemiştir desem yalan olmaz. Ben örgüye dair hemen hemen her şeyi ya teyzemden ya da aile dostumuz olan bir komşu teyzeden öğrendim.

Örgüyle ilgili bilinmesi gerekenler öncelikle nasıl başlayacağımız, bitirince nasıl keseceğimiz ve temel birkaç ilmek düzenine dayanıyor. Şişi tutuşunuz ve ipi yönetmeniz sağ ya da sol kolunuzu kullanıyor olmanıza göre değişir. Ben bir sağlak olarak anlatılarımı hep bu düzen üzere yapacağım.

Öncelikle örgüye başlarken şişi sağ, ipi de sol elime alıyorum. Tabii şişi soluma almadan önce sağ elimdeki ipin düzenini kurmam gerek. Düzen şöyle: Başlayacağım örgünün büyüklüğüne göre ip miktarını yumağın başından itibaren çekiyorum. Şimdilik göstermelik küçük bir parça alsak yeter bence. Bunu sol elimde baştan biraz katlayarak ucunda boşluk kalacak şekilde tutuyorum. Sağ elimin baş ve işaret parmaklarımı birbirine paralel olacak şekilde açıyorum. İpin boşluk bıraktığım kısmını elimin içinden dışarı doğru olacak şekilde paralel baş ve işaret parmaklarından geçiriyorum. Ardından yine aynı iki parmak arasından bu sefer avuç içine doğru alıyorum. Sonuçta sağ elimde boşta kalan diğer üç parmağımla avuç içinden aşağı doğru inen ipi tutabildiğim, baş ve işaret parmaklarımda daireye benzer şekilde dolanmış ip oldu.

Şimdi şişi sol elime aldım ve baş parmağımın dış kısmından, yani koluma doğru olan bölümünden yana şişi aşağıdan oluşturduğum ip dairesine soktum. Sonrasında şişe bir kavis çizdirerek işaret parmağımın baş parmağa doğru olan tarafından, bu kez şişi yukarıdan kavisle getirdim ve ipe geçirerek alıyor ve kendime doğru çekiyorum. Sonra bir hamle ile şişe geçen ipin altından sarkan kenarlını şişi yukarı, ipin iki kenarının arasını açarak gerginleştirerek ve aşağı çekerek iyice oturtuyorum. Böylece ilk ilmeğimiz oldu bile. Bilmeyenler için ilmek dediğimiz şeyi; şişte bir halka, altında yine ipin iki kenarını çepeçevre saran bir başka halka olarak tanımlayabilirim. Başlamanın muhakkak başka yöntemleri vardır ama benim bildiğim ve kullandığım bu.

Örgümüz ne kadar büyük olacaksa başlayacağımız ilmek sayısı da ona göre belirlenir. Örneğin, bebek yeleği ile yetişkin bir insana göre örülecek kazağın ilmek sayısı tahmin edeceğiniz üzere aynı olmayacaktır. Hatta kazakların ön, arka ve kol ilmek başlama sayıları dahi farklılaşır. Bununla birlikte ipin çeşidi de yani inceliği kalınlığı da başlanacak ilmek sayısını etkiler. Mesela kalın bir ipte ilmek sayısı doğal olarak ince ipe nazaran daha az olacaktır. Aynı şekilde örülen sıralar da daha çabuk üreyecektir. Neyse bunu deneyimlemek isterseniz kendiniz fark edeceksiniz zaten. Ancak ben yine de ipucu vermek istedim size.

En başta söylemem gereken bir şey daha vardı ama unuttum. O da şu: İp ve şiş dengesi. Şöyle ki ipiniz ne kadar ince ise seçeceğiniz şiş de ona göre ince olmalı. İpinizin kalınlığına göre de şişiniz kalınlaşmalı. Ancak kimi örnekler de ince bir ipi kalın bir şişle örmek tercih edilebilir. Böylece daha gözenekli bir örgünüz olacaktır elinizde.

Artık ilmek atma çeşitlerine geçebiliriz. Örgünüz ilmek atma çeşidine göre şekillenir. Yani düz ve ters diye adlandırılan iki çeşit ilmek atma tipi vardır ve bütün örnekler bu iki atma çeşidini Temel alır. En azından benim bildiğim böyle. Yanlışsam baştaki ileti adresimden bana ulaşıp bildirin lütfen. Bir de vurgulamam gereken bir şey daha var. O da bu ilmeklerin adının alınma biçiminden ziyade örgüye düşüş şekline göre verildiğidir. Anlatınca daha doğrusu uygulayınca daha iyi anlayabilirsiniz.

Düz ilmek dendiğinde, örüldüğünde örgünün önüne düz bir görünümle düşen ilmekten söz edilir. O da şöyle olur: Sağdaki şişi ilmeğin önünden çapraz bir şekilde tutarak şişi ilmeğe önden arkaya doğru geçiriyorum. Kavis alarak soldaki şişin altından geçirerek arkaya çıkarıyorum. İpi çıkardığım şişin üzerinden doluyorum. Doladığım ipi bu sefer soldaki şişin altından öne doğru çekiyorum. Çektikten sonra artık o ilmek örülmüş oluyor ve ördüğüm ilmeği soldaki şişten çıkarıyorum.

Ters ilmek de ise buna haroşa ya da kısaca haroş da denir; Şişi arkaya atmadan direk soldaki şişin üstündeki ilmeğe önden direk sokuyorum. İpi yine sağdan ilmeğe soktuğum şişe doluyorum ve bu sefer arkaya doğru şişteki ipi çekiyorum. Ardından ördüğüm ilmeği şişten çıkarıyorum.

Örgüde lastik, pirinç, Selanik, saç örgüsü, nohut veya Türkan Şoray Kirpiği vs. gibi adlandırılan örgü modelleri hep bu ilmek atışlarının değişik sayılarla örülüp birleştirilmesi ya da kesilmesinden oluşur. Bunlar arasında en temel olanları ise haroşa ve düz örgü denilen modellerdir. Körler için dokunsal duyusunu ifade etmem gerekirse adından da anlaşılacağı gibi düz örgü dokununca dümdüz, pürüzsüz bir his verir. Haroşa da ise aşağıdan yukarı doğru çizgi çizgi gibi bir dokunuşu vardır. Bu noktada mesela lastik ve pirinç dokunuşunu da söylemek isterim. Pirinçte nokta nokta gibi görünür elinizi gezdirdiğinizde. Lastik ise sağdan sola ya da soldan sağa yukarı doğru çıkan dümdüz çizgiler halindedir tamamen lastik örüldüğünde.

En temel olan düz ve haroşa örgü tipini anlatacağım şimdi. Düz örgüde yukarıda anlattığım düz ilmek atma şeklini kullanıyoruz. Örneğin on beş ilmek başladığımız bir örgümüz olsun öğrencelik. Bu on beş ilmeği de düz bir şekilde sonuna kadar örüyoruz. Şimdi arka sıraya geçmeliyiz ve yine ben bir sağlak olduğum için öre öre soldan sağa geçirdiğim ilmeklerimi özenle bu sefer sol koluma alıyorum. Sağdaki şiş artık solda olmuş oluyor böylece. (Açık ağızla gülümseme).

Arka sırada ise bu sefer ters, yani haroş gibi örüyorum ilmeklerimi. Dolayısıyla şişi ilmeklere kendime, yani öne doğru alıyorum. Bu sırada böyle tamamlanıyor. Ardından öne geçiyorum ve tekrar düz ilmek şekliyle örüyorum bu sırayı da sonuna dek. Şimdi yine arka sıra ve tabii haroş örülecek. Böyle böyle ne kadar örmek istiyorsak örüyoruz ve sonuçta elimizde dokununca dokunma isteğimizi daha da çok kamçılayan dümdüz bir model çıkıyor  ortaya.

Haroşa denilen model de ise önde de arkada da sürekli ya düz ya ters ilmek atma şeklini kullanabilirsiniz. Ben önceleri hep ters ilmek şekliyle örerdim. Yani ilmekleri hep kendime doğru atarak. Ancak annem sürekli düz örgü şeklini örerek yapardı ve böyle daha güzel düşüyor derdi. Artık ben de böyle yapıyorum. Yani düz örgüden farkı; önde ve arkada farklı ilmek atma çeşidini değil de her yönde aynı ilmek atma çeşidini kullanmalısınız. Bunun sonucunda da yukarıda dediğim gibi aşağıdan yukarı doğru çizgi çizgi görünen bir modeliniz olacak elinizde. Yalnız şu sırrı da vereyim: Düz örgü ilmeklerin üreme şeklinden sanırım, örgü daha hızlı ve bereketli ürüyor ve çabucak bitiyor. Haroşa da ise daha zor ürüyor. Sanırım bu da çizgilerin üst üste binmesinden kaynaklanıyor.

Size bir sır daha: örgüye direk düz örgü ile başlarsanız örgünüzün altı kıvrılacak ve yukarı doğru birkaç ördüğünüz sıra kıvrım kıvrım olacaktır. Haroşa da bu kıvrılma olmuyor. Bu sebeple örgülerin altına çoğunlukla lastik örgü modeli uygulanır. Bu da şöyle olur: Sıranızın sonuna dek bir ters ve bir düz olacak şekilde ilmeklerinizi örersiniz. Arka sıraya geçtiğinizde ters ördüğünüz ilmek üzerine düz; düz ördüğünüz ilmek üzerine ise ters ilmek atma tekniğini uygularsınız. Böyle böyle kaç sıra lastik örmek istiyorsanız aynı düzenle devam edersiniz. Sonuçta elinizde yukarı doğru çizgi çizgi uzayan bir modeliniz olur. Kimi zaman lastikler iki ters iki düz şeklinde de yapılıyor. Hatta iki düz üç ters gibi değişik modeller dahi uygulanabilmektedir. İki ters iki düz modeli yandan bakınca tren rayları gibi de hayal edilebilir. Bir metal çizgi bir taş boşluk gibi.

Pirinç modelinde de örgü sırasını bir ters bir düz lastik gibi ördükten sonra arka sıraya geçince tersin üstüne düz; düzün üstüne ters ilmek modelini uygulamalısınız. Böyle böyle örüldükçe benek benek görünümlü gibi dökümlü bir modeliniz olur. Bu arada pirinç modeliyle örgüye başlarsanız bir nevi lastik şeklinde başlandığından alt kısmı kıvrılmaz.

Son olarak bir de örgüyü kesmeyi anlatmalıyım. Örgümüz artık tamamlandığında tercihan düz ilmek tarzıyla kesiyoruz. Yani annemin tavsiyesi bu yönde olduğundan ben böyle yapıyorum. İsteyen ters ilmek çeşidini kullanarak öne doğru da ilmeklerini atarak kesebilir.

Düz İlmek çeşidine göre iki ilmeği bir arada alıyor ve ipi doluyoruz. Sonuçta çektiğinizde elimizde bir ilmek kalmış oluyor. Kalan ilmeği tekrar soldaki diğer ilmeklerin yanına alıyor ve bu sefer bu tek ilmeğin yanına onun hemen akabindeki ilmekle birlikte şişe geçiriyoruz. İpi dolayıp çekiyoruz ve yine elimizde tek ilmek kalmış oluyor. Kalan ilmeği tekrar soldaki şişe geçiriyoruz ve böyle böyle tüm ilmekleri ikişer ikişer alıp teke düşürmek suretiyle bir ilmeğe düşürüyoruz örgümüzü. Bu bir tek kalan ilmeği şişten parmağınıza alıp kalan yumağı ya da ip parçasını ilmeğin içinden geçirip çekerek örgünüzün sökülmesine engel olabilirsiniz. Tebrikler başardınız. Artık nur topu gibi bir örgünüz var. Haydi hayırlı olsun.

Şimdilik bu kadar kafa ütüleyip karıştırdığım sanırım yeter. Ancak unutmayın! Evde kaldığımız bu günlerde müthiş bir terapidir örgü örmek. Hatta bildiğim bir yakınımın gittiği psikolog özellikle tavsiye etmiş. Ör ör sök, çok iyi gelecektir sana diye. O da örüp örüp sökeceğime ipinizi alın size bere öreyim demişti ve hepimizi berelerle donatmıştı. Örgünüzü bitirip de ortaya çıkardığınız eseri görünce çok güzel bir duygu olduğunu anlayacaksınız. Yani diyeceğim o ki muhakkak deneyin. Şiddetli tavsiyemdir.


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.