Toplam Okunma 0

Sıcacık bir Ağustos ayından herkese merhabalar, Bu ayki yazımda sizlere çocuklarımıza ilaç içirirken kullanabileceğimiz körcül yöntemleri anlatmaya çalışacağım.

 

Bebeğimiz doğduğu zaman hastaneden çıkarken elimize bir reçete tutuşturdular. Reçetede, çocuğumuza kullanacağımız ilaçlar yer alıyordu. Eşim eczaneye gidip ilaçları aldı. Eve bir poşet ilaçla döndü. Bizim hekim, ihtiyacımız olabilecek tüm ilaçları yazmış bize. Vitamininden tutun gaz damlasına kadar hepsi mevcuttu poşette. Bu ilaçları yazmışlar, iyi güzel ama bunları nasıl kullanacaktık? O güne kadar o ilaçları hiçbir yerde görüp incelememiştim. İlk başta yapılması zor görünen bir durum olsa da işin içine girince bir şekilde öğrenmeye başlıyoruz. Bir zaman sonra ilaç içirmek de bizim için sorun olmaktan çıkıyor.

Öncelikle etrafımdaki deneyimli anneleri aramaya başladım. Onlar bazı yöntemleri söylüyorlar ama kafamda dönen deli sorular onları anlamama engel oluyordu. Sonra ilaçları incelemeye başladım. Bazı ilaçları zorlanmadan kullanabileceğimi fark ettim. Bizim reçetedeki ilaçlar, kör birinin rahatlıkla kullanabileceği türdendi. Burada bir parantez açıp ilaçların günde ne kadar kullanılacaklarına ilişkin uyguladığımız yöntemi paylaşmak istiyorum. Eczaneden ilaçları alırken günde kaç kere kullanılması gerekiyorsa ilaç kutusunun kapağını o kadar sayıda tel zımba ile zımbalatıyoruz. Örneğin, günde üç kez kullanılacak bir ilaca eczacı yan yana gelecek şekilde üç tane zımba atıyor. Bu sayede tekrar birine okutmaya gerek kalmıyor. Eczaneye ilaç almaya gittiğinizde, bu yöntemi kullanabilirsiniz.

 

Gaz damlası ve D vitamininin içinde bulunan damlalık sayesinde bu iki ilacı hiç zorlanmadan kullanabildim. Damlalığı eczaneden de ayrı satın alabilirsiniz. Damlalık küçücük bir aparat olmasına rağmen işlevi itibariyle hayat kurtarıcı olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. İlacın kendi kapağını çıkarıp damlalığımızı ilacın kapak yerine takabildiğimizi bilmenizi isterim. Damlalığın üst bölümünde bulunan yumuşak pompa kısmını parmağınızla her sıkışınızda 1 damla çekmiş oluyorsunuz. Kaç damlaya ihtiyacınız varsa, o kadar pompayı sıkmanız gerekiyor. Daha sonra damlalığı elinize alıp çocuğunuzun ağzına rahatça dökebilirsiniz. Yine yumuşak kısmı sıktığınızda, içerisinde bulunan ilaç bebeğin ağzına dökülecektir. Damlalık, gaz damlası kullanırken çok işe yarıyor gerçekten de.

 

D vitaminlerinin illa damlalıkla kullanılmasına gerek olmayabiliyor. Sprey tarzında satılan D vitaminleri de mevcut. Bu vitaminlerin fısfıslı olması işimizi epey kolaylaştırıyor.

 

Bir de şuruplar var ki en çok onları kullanırken zorlanacağımı düşünmüştüm. Neyse ki o kadar zorlanmadan çözüme kavuşturup kolaylıkla kızıma şuruplarını içirebildim. “Şurupların içinden çıkan şırınga hayat kurtarıyor” dersem az söylemiş olmam. Bizim kullandığımız reflü şuruplarını miligram olarak vermek gerekiyordu. Örneğin, bir şurubunu 10mg içirmemiz lazımdı. Burada da şu şekilde bir yöntem kullanıyordum. Kardeşime kaç miligram ilaç kullanmamız gerekiyorsa, o kadar ilacı şırıngaya çektirdim. Şırınganın dış kısmına değil de çektiğimiz alanın tam bittiği yere bıçakla çizik attırdım. Çektiğimiz alana çizik attırmanın işleri daha kolaylaştırdığını söylemeliyim. İlacı tedirgin olmadan çekebilirsiniz. İlaç istediğiniz miligrama geldiğinde, çizgiyi parmağınızla hissedebileceğiniz için “Fazla çektim” diye endişeye kapılmıyorsunuz. Şurupları kaşıkla da içirmeyi tercih edebilirsiniz. “Kaşıkla içirmek zor oluyor” diyemem ama ilacı kaşığa koyduğumuzda, bebeğin ağzına götürürken elimize çarpabiliyorlar. O zaman da ilaç, bebeğin üzerine ya da halıya falan dökülebiliyor. Dökülmesi sorun değil tabii. Sonrasında tekrar temizlemekle uğraşmak istemiyorsak, şırıngayla ilaç içirmek en rahat yöntem oluyor. Bu yöntemi sadece körlerin kullandığını düşünmeyelim. Etrafımda bebeği olan gören arkadaşlarım da bu şekilde ilacı daha rahat içirebildiklerini söylüyorlar. Burada şunu da hatırlatmadan geçmeyelim. Şurupların yanında çıkan şırıngayla, iğne vurulurken kullanılan şırınga birbirinden farklı yapıda. Şuruplar için kullandığımız şırıngaların yapısı düz oluyor. İğne vurulmak için kullanılan şırıngaların ucunda iğneyi yerleştirmek için bulunan bölüm, ilaç şırıngalarında bulunmuyor. İğne vurulmak için kullandığımız şırıngalarla da şurup içirebilirsiniz ama pistonları tırtıklı olduğu için bıçakla İstediğimiz gibi çizdiremeyebiliriz. Şurup kutularından çıkan şırıngaların pistonlarının yüzeyleri düz olduğu için bıçakla kolayca çizilebiliyor. Çizili alanı parmağımızla rahatça hissedebiliyoruz. İğne için kullanılan şırıngalardan da evde bulundurmanızı tavsiye ediyorum. Çünkü onu da kullanacağımız yer olacak.

 

Biraz da bebeğimizin doğduğu günden itibaren yapmamız gereken burun temizleme işleminden bahsetmek istiyorum. Bu işlem de ilk başta yapması zor gibi görünse de zaman içinde yapa yapa üstesinden Bir şekilde gelebiliyoruz. Bebek hazırlıklarını yaparken aldığımız burun aspiratörünü, bebek doğduktan sonra her gün kullanmamız gerekecek. Burun aspiratörünün ucunda silikon bir uç bulunuyor. Bu uçların yedeklerini de satın alıp evimizde bulundurmamız lazım. Burun aspiratörünün bir ucu bebeğin burnuna, diğer ucu bizim ağzımıza yerleştirilebilecek bir ürün olarak tasarlanmış. Kullanımı da oldukça rahat diyebilirim. Mutlaka bebeğin burnunu çekmeden önce serum fizyolojik ile önden burnunu nemlendirmelisiniz. Yine burada sprey şişelerde de burun damlaları almamız mümkün. Eczacı dayımın önerisi üzerine 1 paket izotonik su aldık. İğne için kullanılan şırıngayı en çok burada kullandım. Serum paketinden belli bir miktar sıvıyı şırıngaya çekip dikkatli bir şekilde bebeğimin burnuna döküyordum. Bu şekilde yaptığımda, genzinin daha kısa bir zamanda açıldığını fark ettim. Bebeğimizin burnunu önden nemlendirdikten sonra, burnu aspire etmeye başlıyoruz. Aspiratöre yeni bir uç takıyoruz. Ucu, bebeğimizin burun deliğine yerleştiriyoruz. Bir elimizle aspiratörü bebeğimizin burnunda tutarak, diğer elimizle aspiratörün diğer tarafını ağzımıza yerleştiriyoruz. Hafifçe vakum yöntemi ile nefesimizi içimize çekerek bebeğimizin burnunu temizliyoruz. Her kullanımdan sonra aspiratörün ucunu değiştirmeye özen göstermeliyiz. Bu işlemi yaparken bebekler ağlayabiliyor. Böyle bir durumda endişeye kapılmazsanız iyi olur. Canları yandığı için değil, sadece biraz korktukları için ağlıyorlar. Tabii ağlıyor diye burnunu çekmeyi kesinlikle ihmal etmeyelim. Her gün bu işlemi birkaç defa yapmalıyız ki rahat nefes alabilsinler. Bu işlem sayesinde burunları açık olduğu için emerken de zorlanmıyorlar.

 

Kızım şu an üç buçuk yaşında. Şimdiye kadar kullandığımız ilaçlardan edindiğim deneyimler bu şekilde oldu. Sağlık durumlarına göre daha farklı ilaçlar kullanmaları gerekebilir. O zaman da bir şekilde kendimize pratik yöntemler üretmeye çalışmalıyız. Daha önceki yazımda, ilk başlarda yakın çevremizden destek alabileceğimizi yazmıştım. İlaç konusunda da aynı desteğe ihtiyacımız olabilir. Bu konuda da destek alalım. Sürece hakim olabilmek adına,  bu işlemleri bebeğimize uygularken bizlere de göstermelerini talep edelim onlardan. Görenlerin anlatımı bizi tatmin etmiyor olabilir. Varsa çevremizde bebeği bulunan kör arkadaşlarımızdan destek isteyelim. Bu süreçleri kimseye ihtiyaç duymadan kendimiz rahatlıkla halledebiliriz. Ben bugün bunları zorlanmadan sizlere yazabiliyorsam, bunun tek sebebi pes etmeyişimdir. “Yapamıyorum” değil, “Nasıl yapabilirim” dediğim için ilk günlerdeki endişe yok artık bende. Bu tür süreçler zor gibi görünse de yaptıkça, bir şeyleri kendi başımıza halledebildiğimizi gördükçe keyfe dönüşen anlar oluyor.

Önce kendimiz yapabileceğimize inanmalıyız. Eğer biz bu inanca sıkı sıkıya tutunur ve kendimiz emek harcarsak, artık önümüze gelecek sorunlarda zorlanmayacağımızı fark edeceğiz.


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.