Toplam Okunma 0

3 Aralık dünya engelliler günü yaklaşıyor. Yine birileri engellileri anlamak adına sözde empati yoluna başvuracak, yine engelsiz insanların gözleri bağlanacak, birkaç dakikalığına dünyaları kararacak, direklerle, çöp tenekeleriyle ve bir sürü engellerle dolu yollardan dolaşacak, düşüncesizce, adeta görme engelli geçmesin diye özenle park edilmiş arabalarla dolu kaldırımlarda yürüyecek, kalabalık caddelerden kimsenin yardımı olmadan  karşıdan karşıya geçmeye çalışacak… Bu anlattıklarım bir bilgisayar oyunu değil, bir film sahnesi değil, hayatın içinden bizzat gerçeğin ta kendisi. Her yıl 3 Aralık’ta insanların gözlerini bağlayıp birkaç dakikalığına görme engelli olmalarını istiyorlar. Birkaç dakika insanları karanlık bir dünyaya hapsedip daha sonra da üstüne: " nasıl hissediyorsunuz, sizce görme engelli olmak nasıl bir duygu?" gibi bir sürü saçma sapan sorular soruyorlar. Açıkça söylüyorum bu bir engelli istismarıdır.  İnsanların birkaç dakika gözlerini bağlayarak bizim dünyamızı anlamalarını  bekliyorlar.  Fakat elde ettikleri sadece bize duydukları acıma duygularını tetiklemek, toplumun görme engellilere yönelik mevcut ön yargılarını körüklemek. Bir de daha fazla dikkat çekebilmek için vali, belediye başkanı gibi önemli makamlarda bulunan insanları seçiyorlar. Eh tabi birde basın da geldi mi olay tadından yenmiyor doğrusu. Asıl şaşırtıcı olansa, bu olaya bizi temsil etmeleri gereken engelli derneklerinin öncülük etmesi.

 Şimdi soruyorum; siz kime hizmet ediyorsunuz? Engellileri reklam malzemesi yaparak hangi sorununuzu çözebiliyorsunuz? Siz birkaç dakikalık yaptığınız şu sözde empati eyleminden sonra yeterince anlaşılabildiğinizi mi düşünüyorsunuz? Eğer öyle olsa makam mevki sahibi insanların gözlerini bağladıktan sonra, o karanlık dünyadan çıkıp aydınlık dünyalarına döndüklerinde yolları, kaldırımları ve bütün şehri engellilere uygun hale getirmek için canla başla çalışmazlar mıydı? Sıradan halkın gözlerini bağladığınızda sizi istediğiniz şekilde anlamış olsalar yolda bir engelli gördüklerinde daha bilinçli yaklaşmaları gerekmez miydi? Bütün bunlar yapılmış olsa genel bir ifadeyle engelsiz bir toplum meydana getirilmiş olmaz mıydı? Peki siz bunların hangisini elde ettiniz, engellileri malzeme olarak kullanmak ve kendi isminizi duyurmak dışında ne yaptınız? 

Şunu unutmamak gerekir ki görme engelliler kapkaranlık bir dünyada yaşayan umutsuz insanlar değillerdir. Gözlerinizi bağlayarak görme engelliyi  anlamaya çalışarak sadece kendinize eziyet edersiniz.  Hâlbuki bir görme engelliyi anlamanın en kolay yolu onunla konuşmaktır. Onunla zaman geçirerek gözlem yapmaktır. Maalesef uzay çağında yaşadığımız şu dönemde böyle ilkel ve ayrımcılığı pekiştiren eylemler yapılması ve aynı zamanda görme engellilerin bu şekilde haber konusu olması beni üzüyor. 

Şunu da söylemeliyim ki bu durum " bir gün siz de engelli olabilirsiniz " sözünün eyleme geçmiş halidir. Biz kimseden bir lütuf beklemiyoruz, gözlerinizi bağlayarak bizim yerimize de geçmenizi istemiyoruz. Biz kendi engelimizle mutluyuz, aslında bizler engelli değiliz, bizi sizler engelliyorsunuz:  kaldırımlara park ettiğiniz arabalarla, yollara açtığınız derin çukurlarla, her seferinde ihlal ettiğiniz sarı çizgilerle, bilinçsizce yaklaşımlarınızla bizi sizler engelliyorsunuz!

Şimdi sizden rica ediyorum: lütfen gözlerinizi bağlayarak bizim yerimize geçmeye çalışmayın, kendinize yazık etmeyin.


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.