, | Yıl: 2019, | Ay: Eylül
Editörler: Burak Sarı, Meral Sözen
Yazım Denetimi: Gülcan Altun, Canan Çam Yücel.
Web Sorumlusu: Burak Sarı
Yayınlayan: Engelsiz Erişim Derneği

67. Sayı: Eylül 2019 Sesli İndirmek İçin Tıklayın.PDF olarak İndirmek için tıklayınız

İletişim Bilgileri


E-Posta:
eeehdergi@gmail.com

Merhaba Değerli okurlar



Barışa övgüler düzdüğümüz, 6-7 Eylül gibi 11 Eylül, 12 Eylül gibi hatırlamanın kimi zaman insanlığımızdan utandırıp geleceğe umudumuzu zedelediği ama bir o kadar da barışı anmak gibi olumlu dilekleri yeşerten olayların yaşandığı Eylül ayından selamlıyoruz sizleri.



Aynı zamanda bu ay okulların açıldığı, birçok öğrencinin heyecan duyarken engelli çocuklar ve ailelerinin zihnini endişe ve soruların işgal ettiği bir zaman dilimi. Alan tecrübeleri ve mevzuatla temellendirilmiş yazılarıyla Sevgi Mart ve Canan Çam Yücel eğitim hakkını tartışıyor.



Çeşitli zamanlarda erişmek istediğimiz yer ve hizmetlere anahtar görevi gören yasalar, ortada hakları garanti altına alan çağının en güzel uluslararası sözleşmesi de olsa bizi emek ve umutlarımızla kapıdan da kovabiliyor.   Bu durumu Körlerin hakimlik mesleğine alınmaması meselesi üzerinden Sabit Kılıç irdeledi.



“Yasaların hem bu kadar yol açıcı hem de bu kadar engel oluşu nasıl mümkün?” derseniz, cevabı Engin Yılmaz'dan okuyalım.



Yasalarla bir dargın bir barışık halimiz bir yanda paradokslar yaratırken, bir de üzerine söz söylenecek hakları belirlenenlerin gerçek hayattaki temsilleri sorunsalı karşımıza çıkıyor.  Bahar Yavuz içermecilik bağlamında temsil sorununu yazdı.



Temsilini mümkün kılmak için uğraşan bireylerin en temel kaygıları da ötekileştirmenin bir aracı olarak kullanılabiliyor diğer yandan. Profesyonel bir kişisel asistanla örneğin kaliteli bir ilk yurtdışı deneyimi yaşama fırsatına sahip olabilecekken, heyecanla gittiği yerden olumsuz duygu ve deneyimlerle geri dönmesine neden olan refakatçi tecrübesini Ümmü Seyrek, bir anekdot olarak paylaşıyor.



Tüm yaşanan hak ihlalleri, bir türlü ileriye gidemeyişler, neyi sorgulayacağımıza karar veremeyişlerimiz, havada kalan aksiyonlar hep vicdana bağlayıp düşünme ehliyetimizi kiralamaktan oluyor derseniz, yalnız değilsiniz. Burak Sarı argümanınızı güçlü kalemiyle destekliyor.



            O insanların arasında oyunun kurallarına ne denli uyarsanız uyun, asla mutlak takdire ulaşamazsınız. Mihri İlke Çeperli, işte bu ulaşamama halinin peşinde.



Öyle bir hal ki yaşananlardan yeni çıkarımlar yaparak her kimliğin kendini istediği alanda var edememesi, en temel zevklerle hayatı güzelleştirmek dahi bazen beklendiği kadar kolay olamıyor. Habil Bozkurt bunun bir örneğini, bisiklet tecrübesini anlatıyor.



Ne var ki hayatımızın büyük bir kısmını tüm bu mücadeleler oluştursa da, kendimize bile hatırlatmamız gereken tek kimliğimizin sakatlık olmadığı, birçok özellikle biricik kendimizi var ettiğimiz gerçeği. Sakat bir aktivist olarak Beyza Ünal daha fazlası demek olduğunu yazdı.



Öyle ki, biz aşkı zevkle yaşayan insanlarız. Aşk, göze indirgenip araştırılsa, kavramsallaştırılsa, etiketlense de tüm duyulara hitap eden bir etki yaratır.  Meral Sözen en insani hali, aşkı damlatıp yaydı bu ay kaleminden.



Belki dünyanın en vazgeçilmez duygusu aşk,  bir gün tüm ötekilerin normallerce kucaklanmasını ve tanınmasını sağlayacak. Aşkla ve insanca kalın. Bu ay bizden bu kadar.



6. Beyaz Baston ve Erişilebilirlik Festivali için hazırlamış olduğumuz anketimize ve Deneyim Paylaşımı Yarışma koşullarına aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz.



https://www.engelsizerisim.com/detay/eeeh-dergi-ozel-sayi-icerigini-okuyuculari-belirliyor/



https://eeeh.engelsizerisim.com/yazi/78/deneyim_paylasimi_yarismasi_basvuru_kosullari

Sesli Dinle